rancersclan
  Jail Tanıtım
 

Hapishane ve hapishaneden kaçış odaklı öyküler yıllardır birçok yapıma konu olmuştur. Esaretin Bedeli, Yeşil Yol, Son Kale, Alcatraz’dan kaçış bu konuda aklıma gelen en iyi örneklerdendir, tabii sinema filmlerinin yanında TV dizilerinin dünyadaki gelişimiyle beraber artık bu sektörde de bu tür yapımlara rastlamaya başlıyoruz.

Önce Oz ile başlayan bu gelişim şimdi Prison Break ile devam ediyor.

Aslına bakarsanız klişe denilebilecek klasik kaçış öyküleri usta senaristlerin elinden o kadar iyi ve en ince detayına kadar planlanmış olarak çıkıyor ki, izlediğiniz serüven inanılmaz bir sürükleyicilikle sizi alıp götürüyor ve itiraf etmeliyim ki Prison Break bunu çok iyi başaran bir yapım olarak gördüğü ilgiyi sonuna kadar hak ediyor.

2005 yılı Ağustos ayında Amerikan ulusal televizyonu Fox'ta ilk sezonu ile gösterilmeye başlanan Prison Break’ın yapılış amacı 24 dizisinin vermiş olduğu aradan dolayı izleyiciye kısa süreli ve zaman geçirtici bir dizi sunmaktı.

Dizinin sadece 13 bölümlük bir proje olarak hayata geçirilip 13. bölümde final yapılması ve finalin 24’ün başlangıcına denk getirilmesi de bunu destekliyordu. Ancak Prison Break beklenenin üzerinde bir ilgi görerek 2005–2006 sezonu dizilerinin en iyileri arasına girmeyi başarınca, aslında 1 sezon sürmesi planlanan ve 13 bölüm olarak tasarlanan dizinin, bitirilmeyip normal sezon akışına geçirilerek gidebileceği yere kadar gitmesine karar verildi.

Tabii 13 bölüm üzerinden planlanan bir dizinin nasıl olup ta uzatılacağı ve var olan ilginin azalmadan bunun nasıl başarılacağı tam bir merak konusuydu, bu nedenledir ki yapımcılar 13. bölümde final yapmayıp uzunca bir sezon arası verdikten sonra diziyi devam ettirdiler.

Peki, ben de dâhil olmak üzere birçok kişinin ilgi odağı olan, her bölümünde başka bir heyecan kasırgası esen ve bir sonraki bölümde neler olacağını bir türlü kestiremediğimiz Prison Break’ın konusu nedir?

Bir yapı mühendisi olan Michael Scofield (Wentworth Miller) düzgün bir okul okumuş, düzgün bir işi olan ve düzgün bir hayatı olan sıradan bir adamdır. Ağabeyi Lincoln Burrows (Dominic Purcell) ise tam tersine hayatı boyunca serseri gibi yaşamış ve birçok kirli işe bulaşmış bir adamdır. Birbirlerine bir hayli zıt karakterlerdeki bu iki kardeşin hayatları Lincoln ‘ün Amerika Birleşik Devletleri Başkan yardımcısının kardeşini öldürmekten idam cezasına çarptırılmasıyla bir anda değişir.

Michael her ne kadar ağabeyinin böyle bir şeyi hiçbir zaman yapmayacağını bilse de ve yasal yollardan masumiyetini kanıtlamaya çalışsa da bütün kanıtlar ağabeyinin aleyhinedir ve infaz günü yaklaşmaktadır. Michael’ı zor bir seçim beklemektedir; ya hayatına kaldığı yerden devam edecek ve ağabeyinin ölümüne seyirci kalacak ya da onun suçsuzluğunu kanıtlamak için elinden geleni yapacaktır.

Tercihini ağabeyini kurtarmaktan yana kullanan Michael, müthiş bir plan yaparak ağabeyinin yattığı Fox River cezaevinin planlarını vücuduna bir dövme ile gizler ve Lincoln’ü kaçırmak için sahte bir banka soygunu girişimi ile hapse girer. Fakat cezaevine girdikten sonra bunun basit bir cinayet değil inanılmaz bir gerçeği örtbas etmek için hazırlanmış ve masum bir insan olan ağabeyini bu uğurda idam ettirebilecek kadar büyük bir komplo olduğunu öğrenir.

Ülkemizde de birçok izleyici kitlesi olan ve CNBC-e tarafından da yayımlanan Prison Break izleyicisini her yönden tatmin edebilen nadir dizilerden biri.
 
 
  Bugün 6 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol